Kendinizi sağlıklı ve zinde tutmak için neler yapıyorsunuz? Her sabah kalktığınızda sağlığınızı düşünüyor musunuz? Sağlıklı ilgili yazılar, sağlıkla ilgili bilgileri araştırıyor ve uyguluyor musunuz?
Coronavirüs salgınından sonra sağlıkla ilgili haberler çok sık okunur oldu. Belki de evde olduğunuz için yemek düzeniniz ve saatleriniz değişti, uyku düzeniniz tepe taklak oldu, asla yemem asla tüm gün evde oturup hareketsiz kalmam dediğiniz sürecin tam içine düştünüz…
Tıbbi sağlık bilimi ilerlemeye devam ettikçe birçok bilgi değişiyor ve sağlıkla ilgili bilgiler arasında doğru bildiğimiz durumların yanlış olduğunu görebiliyoruz.
Hayatta herkesin en çok değer verdiği konu kendi sağlığı ve sevdiklerinin sağlıklı olmasıdır.
Doğru bilinen bir gerçek var ki, her doğru herkes için geçerli değildir!
O besini her insan yiyemez, o sporu her insan yapamaz, o ilacı herkes içemez.
Öneri yazısı:Coronavirüs Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar
Sağlıklı Olmak Neden Önemlidir?
Sağlıklı olmak sadece hasta veya sakatlık durumlarını içermez. Sağlıklı olmak sağlıklı kalabilmek ruhen ve bedenen iyi olmak anlamına da gelir. İnsanların sağlıklı olabilmesi için bedenen hasta olmaması yeterli olmaz. Ruhsal açıdan yani psikolojik olarak mutlu, diğer insanlara karşı uyumlu, zorluklara karşı direnç gösteren biri olması da gerekir.
Bedensel sağlığımızı etkileyen durumlar dışında fiziksel ve biyolojik nedenleri de göz önünde bulundurabilmeliyiz. Hastalık durumlarının meydana gelmesinde kültürel ve sosyal çevrenin etkidi de bulunmaktadır.
Daha yüksek bir yaşam standardına sahip olabilmek için, beslenme düzenine ve gün içindeki alışkanlıklarımıza dikkat etmemiz gerekiyor.
Sağlık, hayatımıza değer katan en önemli şeydir.
Sağlıklı olmak önemlidir, çünkü gündelik hayatımızda etkinliklerimizi yapma şansı sunar. Yorgun, bitkin, halsiz, mutsuz olduğumuzda işlerimiz aksar. Hayattan tam anlamı ile zevk alabilmek, sevdiklerimizle zaman geçirebilmek ve mutlu olabilmek için sağlıklı olabilmeliyiz.
Öneri yazısı: Kaliteli Yaşam İçin Öneriler – 10 Seçili Madde
Sağlıkla İlgili Doğru Bilenen 9 Yanlış Nedir?
Konu sağlık olunca herkesin farklı bir fikri var ve herkes aslında en doğrusunu biliyor. Sağlıkla ilgili yazılan, söylenen ve ağızdan ağıza dolaşan fakat doğru bilinen yanlışları sizler için özetledik.
Milyonlarca kişi her gün farklı bilgiler okuyor. Herkesin güvenilir bilgilere erişim hakkı olduğuna inanıyoruz.
Her gün farkında olmadan sağlığımız için iyi olmayan pek çok şey yapıyoruz. Bazen işler ters gittiğinde ise sağlık sorunları ile baş etmek zorunda kalabiliyoruz.
“Tuzu Hayatından Çıkarmalısın – Tuz Sağlıksızdır.”
- Kilo vermek istiyorsan, tuzu hayatından çıkarmalısın.
- Spor yapıyorsan tuzdan uzak durmalısın.
- Kan basıncının düzene girmesi için tuzu hayatından çıkarmalısın.
- Tuz, vücuttaki dengeyi bozar.
- Dış ve diş etlerine zarar verir.
- Düzenli ve kaliteli uyku için tuzu hayatımdan çıkarmalısın.
- Tuz kullanımı vücuda fayda sağlamaz.
Bu cümleleri duydunuz ve hiç sorgulamadınız mı? O zaman sorgulama zamanınız geldi.
Tuz kullanımı, vücuttaki pH seviyesinin dengelenmesini sağlar. Tıp dergisinde yapılmış olan bir araştırma gösteriyor ki, gün içine 3 gramdan az tuz tüketimi, kalp ve damar hastalıklarından doğacak ölüm riskini arttırıyor.
Tuz, aynı zamanda stresle savaşmaya yardımcı olan serotonin ve melatonin hormonlarının salınımını da arttırır. Bu durumda gün içinde huzurlu olmanızı ve geceleri daha kaliteli uyku uyumanızı sağlar.
Günlük tuz tüketimi 5 gramdan fazla olursa zararlıdır, bilgisi de yanlıştır. Herkesin metabolizma hızı farklıdır. Kişilerin terleme ve tuz kaybetme hızı değişiklik gösterdiği için tuz tüketimi de farklıdır.
Günlük tuz ihtiyacınız yaşam kaliteniz ile doğru orantılıdır.
“Bal Doğal Bir Şekerdir, İşlenmiş Şekerden Daha İyidir.”
Bal, şekerin sağladığı faydaları size verse bile ikisi de içinde eşit miktarda glikoz ve fruktoz bulundurur.
Ya size balın şekerden daha fazla kaloriye sahip olduğunu söylesek?
İçeceklerinize şeker yerine bal ekliyorsanız, miktarına dikkat etmelisiniz. Bal daha tatlıdır ve 1 çay kaşığı 22 kaloridir. Şekerden oluşan bal, az miktarda kullanılmalıdır.
Çayınıza veya yeşil çayınıza bal ekliyorsanız, şekerden daha fazla kaloriye sahip olduğunu göz önünde bulundurmalı ve dikkatli tüketmelisiniz.
Tıbbi olarak bal, şeker kadar zararlı olabilir. Aşırı kullanıldığında diyabet, kalp problemleri ve karaciğer hastalıkları gibi hastalıklara yol açabilir.
“Beyninizin Yalnızca %10'unu Kullanıyorsunuz.”
1890 yılında ortaya konan bir inanışta beynin %10’un kullanıldığıdır.
Hala beynimizin %10’unu kullandığımıza inanıyor musunuz?
Bu tamamen bir hurafe…
Yapılan bilimsel araştırma gerçeği gösterdi. İnsanoğlunun varoluşundan beri beynin %100’ü kullanılabiliyor. Beynin büyük bir kısmı aslında aktif. En basiti parmağımızı şıklattığımızda dahi beynimizin %90’ını çalıştırıyoruz.
Aklımıza koyduğumuz bir şeyi tam anlamı ile yapabileceğimize, bu durumu beynimizin yapısında değiştirebileceğimize dair veriler bulunuyor. Önemli olan beynin daha aktif kullanılması için egzersizler yapmaktır.
“Yemek Yanında Su İçilmez.”
Genel olarak bilinen bir diğer yanlışta yemek sırasında su içilmesinin kilo aldırma düşüncesidir. Yemekten 1-2 saat önce su içmenin daha doğru olduğu bilinir.
Yemek sırasında su içmek kilo aldırmaz, aksine iştahı yatıştırır. Sadece mide sorunu ve sindirim sorunu olanların yemek sırasında su içmemesi gerekir.
Yemek sırasında soğuk su içmek sindirimi zorlaştırabilir, bunun yerine ılık su içilebilir.
“Gece Yemek Sizi Şişmanlatır.”
Bu cümleyi duymuş olmanız için sağlıklı beslenmenize veya diyet yapmanıza gerek yok. Doğruluğu ve yanlışlığı arasında çok ince bir çizgi vardır.
“Kahvaltını kral gibi yap, öğlen yemeğini prens gibi ye, akşam yemeğini bir köylü gibi ye.” Buna yakışan bir tanım olmadı mı?
Kilo alımı, yaptığınız egzersizler ile doğru orantılıdır. Burada önemli olan günün hangi saatinde yediğiniz değil, ne yediğiniz ve ne kadar yediğinizdir. Buna ek olarak gün içerisinde yapılan egzersizlere bağlıdır. Akşam saatlerinde yağlı ve ağır yemek yerine sağlıklı yemekleri tercih etmelisiniz.
Gece bir şey yiyorsanız, sabah egzersiz yapmayı unutmayınız.
“Mikrodalga Kullanmak Kansere Yol Açabilir.”
Kullanım kolaylığı açısında evlerde sevilen bir ürün olan mikrodalga, isminden de anlaşılacağı üzere mikrodalgalar ile çalışır. Bu dalgalar ise saniyede 2.4 milyar titreşim yapan magnetron tarafından üretilir. Mikrodalgalar, kısa enerji dalgalarıdır.
Mikrodalgaların ısıtma yöntemine bakarsak bilinen yanlış bilgiyi görebiliriz.
Mikrodalga fırınlarında yemeğin çabuk ısınmasının sebebi, moleküllerin titremesidir. Titremeye başlayan su molekülleri, sürtünme yolu sayesinde yemeğinizi ısıtır.
Kişilerin mikrodalga kullanmak istememesinin sebepleri arasında kanser yapma iddiası yer alıyor. Evet, mikrodalgaların temelinde radyasyon bulunuyor. Fakat tüm radyasyonlar kansere yol açmıyor. Bu radyasyonlar ise etki ettikleri maddenin kimyasal yapısını değiştirmemektedir.
Mikrodalga kullanıyorsanız özellikle ısıtma tabağına dikkat etmelisiniz. Kâğıt tabaklar, kaplar ve peçeteler mikrodalgada kullanmak için güvenlidir. Fakat kullandığınız tabağın üzerinde herhangi bir baskı olmamasına dikkat etmelisiniz.
“C Vitamini Soğuk Algınlığı İle Savaşır.”
C vitamin soğuk algınlığını iyileştirmez, bağışıklık sistemini güçlendirir. Gribe karşı sadece C vitamini etkili olmaz. Bol bol C vitamini alan kişiler grip olmaz diye bir tanı bulunmuyor.
Hasta olunduğunda C vitaminini düzenli kullanmanız aslında bir işe yaramaz. Aksine hasta olmadan önce düzenli kullanılan C vitamini, hastalık süreci azaltmaya yardımcı olur.
“İnsanlar İçin 8 Saat Uyku Şarttır.”
Uyku, sağlık açısından oldukça önemlidir. Günlük yaptığımız işlerin verimli geçmesini sağlar.
Düzenli uyku, bedensel ve ruhsal yorgunluklarımızı giderir. Gün içinde enerjik olmamızı sağlar. Bir kişinin uyku süresinin günlük 8 saat olduğu söylense de aslında uyku saati kişiden kişiye göre değişir.
Sağlık uzmanları kişinin uyku alışkanlığının belli bir düzende olmasını söyler. 8 saatlik bir uyku her kişi için zorunluluk değildir.
8 saatten az uyumak bizi sağlıksız yapar mı?
Hayır, 8 saatlik uyku süresi herkes için geçerli değildir. Araştırmalar en fazla 6-7 saat uykunun yeterli olduğunu kanıtlamıştır. Gün içerisinde yapılan işler, yaşanan stres kişilerin uyku halini belirler. Sabah uyandığınız zaman kendinizi dinlenmiş, güne hazır hissediyorsanız uykunuzu almış ve normal uyku saatinizi doldurmuşsunuz demektir.
“Herhangi Bir Hastalığı Bulunmuyor, Sağlık Sigortasına İhtiyacım Yok.”
“SGK tarafından sağlanan sigortam var ve şuan bir hastalığım yok” diyenlerden olabilirsiniz.
Fakat yanıldığınızı açıklayabiliriz:
Şuan mevcutta olan bir rahatsızlığınız olmayabilir ve hatta hastaneye hiç gitmiyor olabilirsiniz. Öncelikle özel sağlık sigortası yaptırmanız size ne avantaj sağlar ona bakalım. Hiç kimse faydalanamayacağı kendine avantaj sağlayamayacağını düşündüğü ürünü satın almak istemez.
- Özel sağlık sigortaları 1 yıllık yapılan sigorta poliçeleridir ve kişiye özel teminatlar kapsamında yapılır.
- Herhangi bir rahatsızlık veya hastalık sonucunda özel hastanelerden hizmet almanız gerektiği durumlarda cebinizde küçük bedeller çıkar.
- Sigorta şirketinin anlaşmalı özel hastanelerinden dilediğiniz doktora muayene olabilme hakkınız bulunur.
- Özel sağlık sigortası poliçesi özel hastanelerde yüksek tedavi giderlerini karşılar.
- Özel hastanelerde kendinizi özel hisseder, poliçeniz ile kaliteli hizmet alırsınız.
- Yut içi veya yurt dışında poliçeniz ile hizmet alabilirsiniz.
- Özel sağlık sigortası için ödediğiniz primleri vergiden düşürebilirsiniz.
Sağlık sigortası poliçeleri geçmiş hastalıkları ve rahatsızlıkları güvence altına almamaktadır. Bunun için tamda önemli olan rahatsızlığınız yokken poliçenizi yaptırmanızdır.
Poliçe dönemi boyunca oluşacak riskli durumlara güvence sağlar, doktor, ilaç ve bunlara bağlı durumlar için tedavi giderlerinizi zorlamadan karşılamanızı sağlar.
Sağlık sigortası poliçesi yaptırmak isterseniz, uzmanlarımız size destek olabilir.